Çin ekonomisi son 6 ayda bazı sorunlar yaşadı: Yavaşlayan büyüme, gençler arasında rekor düzeydeki işsizlik, düşük dış yatırım ve ihracat, zayıf para birimi ve krizdeki emlak sektörü.
Emlak sektöründe kriz
Çin’in ekonomik sorunlarının merkezinde emlak piyasası var. Yakın zamana kadar gayrimenkul, ülke varlığının üçte birini oluşturuyordu.
Singapur’daki INSEAD’da ekonomi profesörü olan Antonio Fatas, “Bunun hiçbir anlamı yoktu” diyor.
Ülkede 20 yıl boyunca, emlak sektöründe özelleştirme dalgasıyla patlama yaşadı. Ancak 2020’de kriz sektörü vurdu. Pandemi ve ülkenin azalan nüfusu, konut inşaatı programı için iyi bileşenler değildi.
ABD’yi vuran 2008 krizi gibi bir çöküşten korkan Çin hükümeti, gayrimenkul sektöründe borç sınırlaması getirdi. Çok geçmeden birçok kişi için geri ödeyemeyecekleri miktarda borç birikmişti.
Konuta talep azaldı, emlak fiyatları düştü. Yaşananlar, 3 yıllık koronavirüs kısıtlamalarını yeni geride bırakan ev sahiplerini daha da yoksullaştırdı.
Bu durum sadece hane halkının yoksul hissetmesine yol açmakla kalmadı, aynı zamanda yerel yönetimlerin borç sorununu da kötüleştirdi.
Milyarlarca dolarlık gelirin üçte birinden fazlasının, emlak sektöründe arazi satılarak elde edildiği tahmin ediliyor.
Bazı ekonomistlere göre bu mülkiyet sorununun azalması yıllar alacak.
Kusurlu bir ekonomik model
Emlak krizi aynı zamanda Çin ekonomisinin işleyişindeki sorunlara da dikkat çekiyor.
Ülkenin son 30 yıldaki şaşırtıcı büyümesi, yollar, köprüler ve tren hatlarından fabrikalara, havalimanlarına ve evlere kadar her şeyin inşa edilmesiyle sağlandı. Bunu gerçekleştirmek yerel yönetimlerin sorumluluğundaydı.
Ancak bazı ekonomistler bu yaklaşımın geçerliliğini yitirmeye başladığını savunuyor.
Çin’in inşaat bağımlılığının en tuhaf örneklerinden biri Myanmar sınırına yakın Yunnan eyaletinde bulunuyor. Bu yıl bölgedeki yetkililer şaşırtıcı bir şekilde milyonlarca dolarlık yeni bir Covid-19 karantina tesisi inşa etme planlarına devam edeceklerini doğruladılar.
Ağır borç altındaki yerel yönetimlerden bazılarının, inşaat programlarını finanse etmek için kendilerine arazi sattıkları bildiriliyor.
Sonuç olarak Çin’in halkına refah sağlamanın başka bir yolunu bulması gerekiyor.
Prof. Fatas, “Bir dönüm noktasındayız. Eski model işe yaramıyor ancak odak noktasını değiştirmek için ciddi yapısal ve kurumsal reformlara ihtiyacınız var”
Hükümet şimdi ne yapacak?
Ekonomik yön değişikliği için, siyasi ideolojinin değişmesi gerekir. Çin Komünist Partisi’nin toplum, Devlet Başkan Şi Cinping’in de parti üzerindeki sıkı kontrolüne bakılırsa, bu pek olası görünmüyor. Yönetim ekonomik değişimin gerekli olmadığını bile iddia edebilir.
Bazı açılardan Çin kendi başarısının kurbanı. Mevcut büyüme hızı, önceki yıllardaki şaşırtıcı derecede yüksek rakamlarla karşılaştırıldığında “yavaş” olarak değerlendiriliyor.
1989’dan bu yana Çin, yılda ortalama yaklaşık yüzde 9’luk bir büyüme oranı yakaladı. 2023 yılında ise bu rakamın yüzde 4,5 civarında olacağı öngörülüyor.
Bu büyük bir düşüş ama yine de ABD, İngiltere ve çoğu Avrupa ülkesininkinden çok daha yüksek.
Batılı ekonomiler genellikle insanların harcamalarıyla güçleniyor ancak Pekin bu tüketim modeline karşı temkinli davranıyor.
Tüketicileri yeni bir TV almaya veya tatile çıkmaya teşvik etmek ekonomiyi canlandırmaya yardımcı olabilir ancak Çin’in ulusal güvenliğine veya ABD ile rekabetine pek faydası yok.
ANKARA (UHA) - SUAT ELİBÜYÜK
SON YAZILAR